BİR FELAKET DAHA GELİYOR; DOMUZLAR VE FARELER
BİR FELAKET DAHA GELİYOR; DOMUZLAR VE FARELER
Ülkemizde son zamanlarda tarımla ilgili felaketler çoğaldı. Sel felaketleri, yangınlar, bitki hastalıkları, zararlı hayvanlar vs…. Ve karşıdan seyredilen tarım emekçileri….
Zaman zaman; zararlı hayvanların ani ve aşırı çoğalmaları tarımda büyük kayıplara neden oluyor. Bir zamanlar yılanlar azaldı, fareler çoğaldı ve tarım ürünlerine yüzde otuz civarında zararlar verdiler. Sonradan yılanlar çoğaldı da denge sağlandı. Ancak şu an yine yılanlar azaldı fareler çoğaldı. Fareler de her şeyi yiyorlar. Tamamen tabiat dengesinin bozulması ile ilgili. Kış sıcak giderse yılan fareyi yer,kış soğuk giderse fare yılanı yer. Durum bu. Gerçi çiftçimiz elinden gelen mücadeleyi yapıyorsa da bazen çok yetersiz ve çaresiz kalıyor. Tabiattaki dengenin bozulması sonucunda kurtlar azaldı. Kurtlar azalınca domuzlar çoğaldı. Domuz deyip geçmeyin. Sandığınız kadar masum değiller. Girdikleri tarlayı bitirip çıkıyorlar.
Bir dişi domuzun gebelik süresi 108-120 gün sürer. Dişiler yaklaşık 10 aylıkken üreme yeteneğine sahip olurlar ve erkekler yaklaşık 5-7 ayda cinsel olarak olgunlaşırlar. Yılda 2 defa doğum yaparlar, her doğumda 10-12 yavru doğururlar. Fareler daha fazla.…
Eskiden çerezin dokuz ağırlığı hesabı vardı, ondan da fazla çoğalıyorlar. Birkaç yıl öncesine kadar; beş on adetlik sürüler halindeyken ,bu gün artık ,köyün sığır sürüsünden daha kalabalık guruplar halinde geziyorlar. Bu da tarımı, dolayısıyla gıdayı tehdit ediyor. Biraz düşünürsek; Suriyeli korkumuz kadar büyük bir tehlike kapımızda. Bu yıl sürüdeki domuz sayısı elli ise ,seneye en az yüz. Öbür sene iki katı. Sonraki sene onun da iki katı, velhasılı katlanarak gidecek. Vurmayla baş edemeyeceğiz. Sonuç? Felaket. Gıda krizi de katlanacak. Şu an köylerde domuz ile mücadele edilmeye çalışılıyor... Herkes nöbette. Tarlayı beklemeyen ürün alamıyor. Hangi ürün? Bütün ürünler .Son zamanlarda güneş enerjili elektrikli çit ile mücadele başladı ama yeterli değil. Tarsim kapsamında olan ürünlere; sigorta yaptırılmışsa, domuz zararından dolayı ödeme yapılıyor ama o da yeterli değil. Araştırdım; domuz avı yasakmış. Çiftçi lafın devamını dinlemeden yakalanırsam korkusuna düşüyor… İşin aslı şu; genel av yasağı sürecinde, domuz avı da yasaklar gurubunda ama; çiftçinin domuzla mücadelesinde yasak yok. Çiftçinin tarlasını ve ürününü koruma amaçlı her türlü mücadelesi yıl boyu serbest. Peki devlet bu işin neresinde? Ben devleti ne gördüm ,ne duydum. Devlet bu işin içinde yok. Eskiden; domuz kuyruğu başına 5-6 mermi veriliyordu ama son zamanlarda bu uygulamanın uygulandığını duymadım….
Devlet bu konuda acilen bir girişimde bulunmalı. Topyekün bir seferberlik mi olur? Ne olursa yapılmalı…. Benim önerim acizane; domuz avı teşvik edildiği gibi, ayrıca vurulan domuzlar satın alınıp o işi yapan tüccarlara satılmak ve ihraç edilmek suretiyle. Avcılar para da kazanabilmeli. Öyle olursa ; domuz avı ciddi sonuç verir.. Yoksa yakın zamanda domuzlar ve fareler yüzünden ürün alamaz hale geliriz. Felaket olur….
Bu işin şakası yok…
Benim bahçede olgunlaşan domateslerin yarıdan fazlasını fareler benden önce yiyorlar. Bi köylere gidin ve köylüyü dinleyin, ne hikayeler var. Adam üretiyor ama neler çekiyor. Akşama kadar tarlada çalışıp,sabaha kadar domuz nöbeti tutuyorlar. O ekmek beleş kazanılmıyor…
Duyulması dileğiyle.
0 Yorum