ÇAĞIMIZIN VEBASI OTİZM
ÇAĞIMIZIN VEBASI OTİZM
Otizm Spektrum Bozukluğu kısacası Otizm’in kökeni yunanca bir kelime olan Autos(kendi) dan türetilmiştir. Otizm ise içine dönük anlamına gelir. Otizm ilk defa 1910’da İsveçli Psikiyatrist Eugen Bleuler tarafından şizofreni için kullanılmıştır. Otizm spektrum bozukluğu genellikle, doğuştan gelen ya da yaşamın ilk yıllarında ortaya çıkan genellikle 3 yaşından önce belirtileri görülen yaşam boyu devam eden sosyal etkileşim ve iletişimde sınırlılıklara yol açan sınırlı ve tekrarlı davranışların baskın olduğu bir nörogelişimsel farklılıktır. Otizmin, beynin yapısını ya da işleyişini etkileyen bazı sinir sistemi sorunlarından kaynaklandığı düşünülmektedir. Otizm Spektrum bozukluğuna neyin neden olduğu halen tam bilinememektedir. Ancak genetik olarak aktarımının olabileceği gibi ciddi bulguların varlığı söz konusudur. Ancak bundan hangi genlerin sorumlu olduğu net olarak bilinmemektedir. Dünya üzerindeki tıp ve eğitim otoritelerinin içerisinden çevresel faktörlerinde otizme yol açabileceği gibi görüşler mevcuttur. Bu görüşü savunanlar ileri baba yaşının özellikle 40 yaş üstünün Otizm’e neden olabileceğine değinmekle birlikte, annenin prenatal dönemde yani hamilelik döneminde geçirdiği enfeksiyonlar, hava kirliliği, çeşitli böcek ilaçlarına maruz kalma ve D vitamini eksikliğinin neden olabileceğine de değinmektedirler.Fakat tam nedeni halen bilinmemektedir. Otizm ailelerin sosyo-ekonomik özellikleri veya yetiştirme şartlarına bağlı olarak ortaya çıkmaz belli bir zümreye,ırka, topluma özel değildir herkeste görülme olasılığı vardır.Ancak cinsiyet faktörü Otizm’in görülme sıklığını farklılaştırmaktadır. Erkeklerde kızlara oranla 4 kat fazla görülmektedir.Otizm’in kızlardaki seyrinin erkeklere nazaran daha yavaş olduğu ve belirtilerinin ise daha hafif olduğu görülmektedir. Otizm ile ilgili toplumumuzda çok fazla ayrıştırıcı bir tutum olduğu görülmektedir. Bazı aileler çocuklarını otizmli arkadaşlarıyla temas dahi ettirmekten kaçınmaktadır. Bunun nedeni halkta otizmin bulaşıcı olduğuyla ilgili yanlış bilgidir. Otizm bulaşıcı değildir ve temasla yayılmaz. Günümüzde otizmle ilgili bir başka dezenformasyon ise Aşıların otizme neden olacağıyla ilgilidir. Bu bilgi de gerçeği yansıtmamaktadır aşıların otizme neden olduğuyla ilgili bir kanıt yoktur çocukluk çağı aşıları çocukları her türlü bulaşıcı hastalıktan korumakta ve insanların ortalama yaşam süresini uzatmaktadır. Toplumumuzda bir başka yanlış bilgi ise tüm otizmli bireylerin zihin yetersizliğne sahip olduğuyla ilgilidir. Otizme zihin engelinin eşlik etme oranı %50-%70 arasındadır. Bir kısmının zeka performansı normal düzeydedir. Çok az bir kısmı üstün yeteneklidir, bu grubu otizmin bir dalı olan asperger sendromlular oluşturmaktadır. Otizm anne-babaların davranışlarından kaynaklanmaz 1950’li yıllarda buzdolabı anne hipotezini ortaya atılmıştır bu hipotez ise şunu içermektedir üniversite mezunu annelerin iş sahibi olmasından kaynaklı olarak çocuklarına günlük hayatta az zaman ayırdığından dolayı söz konusu durumun oluştuğunu ortaya sürmüştür. Ancak bu durumun doğru olmadığı yıllar önce ortaya konmuştur. Otizm yaşam boyu devam eden bir farklılıktır sadece çocukken görülmez otizmli çocuklar büyüyünce otizmli yetişkinler olarak hayatlarına devam ederler. Otizm bir hastalık veya bir ruh hastalığı değildir. Bazı özelliklerinden dolayı halkta bir ruh hastalığı çağrışımı yapmaktadır.
Günümüzde en yaygın nörogelişimsel bozukluktur. Amerikan Hastalıkları Kontrol Etme ve Önleme Merkezi (CDC) verilerine göre 1975’te her 5 bin çocuktan birinde görülen Otizm 1985’te 1/2500, 1995’te 1/500, 2001’de 1/250 , 2004’te 1/166, 2009’da 1/110, 2012’de 1/88 2014’de 1/68 ve 2023 verilerine göre artık Otizm her 36 çocukta 1 görülen bir olgu haline gelmiştir. Otizmin bulaşıcı olmamasına rağmen toplumun içinde bu denli hızla yayılması artık herkes için bir risk faktörüdür.
Otizme yol açan kesin neden bilinmemektedir, Otizme neden olan etkenler genetik nedenler, ileri doğum yaşı, viral enfeksiyon, D vitamini eksikliği, çeşitli ilaçlara maruz kalınma vb. şeklinde ortaya konmuştur. Otizm’in artmasının sebeplerinin kayıtların iyi tutulması, tanı kriterlerinin değişmesi, toplumsal farkındalığın artmasının etkili olduğu vurgulanmaktadır. Ancak bu durum yine de artışın tamamını açıklamaya yeterli değildir.
EĞER ÇOCUĞUNUZ BU BELİRTİLERİ YAŞIYORSA DERHAL BİR UZMANA BAŞVURUN
- Çocuğunuz sizinle göz teması kurmuyorsa,
- İsmi söylendiğinde dönüp bakmıyorsa,
- Parmağıyla istediği bir şeyi göstermiyorsa,
- Yaşıtlarının oyunlarına ilgi duymuyorsa,
- Sallanmak, parmak uçlarında yürümek gibi stereotipik hareketlere sahipse,
- Dönen nesnelere karşı aşırı ilgi duyuyorsa(Çamaşır makinesinin başında saatlerce otururlar.)
- Takıntılı davranışlar gösteriyorsa,düzenlere ve rutinlere aşırı bağlıysa
- Rutinlerin dışına çıkmayıp aynılıkta ısrar edip değişikliğe karşı dirençleri varsa,(hep aynı elbiseyi giymek ister, hep aynı yerde oturmak ister,yeniliğe karşı inatçıdır.)
- Konuşmasında gerilik yaşıyorsa,
- Atipik yeme davranışı varsa,(yemek yeme konusunda seçicidir, yemeği reddederler.)
- Öpme veya sarılma gibi fiziksel temastan hoşlanmıyorlarsa,
- Yapılan espriyi anlamıyorlarsa,
- Konuşmayı iletişim aracı olarak kullanmıyorlarsa,
- Uygun olmayan cümleler kurar kalıp gibi konuşuyorlarsa,
- Konuşmayı öğrenseler bile hep aynı kelimeyi tekrar ederlerse, (Ekolali),
- Bazı objelere aşırı bağlanıp bir cismin bir parçasına takıntı yapıyorlarsa,( sürekli arabanın tekerleği ile oynamak)
- Hiç vakit kaybetmeden bu konunun tanı koyucusu olan
- Çocuk ruh hastalıkları uzmanına veya çocuk nörologlarına başvurun…
Sevgili Aileler unutmayınız ki Otizm sizin veya çocuğunuzun hatası değildir…
Ne kadar çocuğumuzun farkında olursak ve tanı ne kadar erken konarsa çocukta gelişme o kadar etkili olur. Eğitime yaklaşık 2 veya 3 yaşında başlayan bir otizmli çocuk ortalama 2 ila 5 yıl arasında yoğunlaştırılmış eğitim alması durumunda konuşma, sosyal iletişim becerileri, akademik becerilerde akranlarını yakalayabilir ve onlara yakın bir gelişim performansı gösterebilirler.
Sevgili Aileler otizm tedavisi ve eğitimi uzun ve yavaş süreli bir süreçtir bunu sakın unutmayınız. Çocuğunuzun aldığı eğitimlerin veya tedavilerin onu tamamen otizm etkilerinden kurtarmayacağını bilmelisiniz. Ancak alacağı eğitimlerle toplumsal hayata uyum sağlayabilir, toplumun bir parçası haline gelebilir, okulda veya parkta yaşamın tüm alanlarında akranlarına ayak uydurarak onlardan biriymiş gibi davranabilir, hayati faaliyetlerini bağımsız bir şekilde yerine getirecek düzeyde ilerleme sağlanabileceğini de unutmayınız.. Ancak bunun için erken tanı ve erken yoğun müdahale şarttır. Kısacası erken kalkan erken yol alır..
0 Yorum