Erbaa Kadın Platformu ABD’nin çekilme kararı sonrası Afganistan’da yönetimi ele geçiren Taliban’ın kadınlara yönelik tutumunu protesto etti. Şeriata karşı özgürlük ve eşitlik kazanacak, Afgan Kadınların yanındayız, kadın için özgürlük, yaşam için adalet gibi dövizler taşıyan bir grup kadın hazırladıkları basın açıklamasını okudu.
Erbaa Kadın Platformu adlı grubun yaptığı basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “Hayatları için direnen Afganistanlı kadınların yanındayız. Dayanışmamız sınır tanımaz. Afganistan’ı bu karanlığa sürükleyenleri tanıyoruz. Afganistan’da yaşanan bu barbarlığın sorumlusu sözde demokrasi iddiasıyla, emperyalist çıkarları doğrultusunda yıllarca ülkeyi işgal altında tutan, sonrasında cihatçı terör örgütü Taliban’a teslim eden ABD’dir. Emperyalist çıkarlar uğruna Taliban’a para, silah, eğitim desteği veren devletler bu katliamın sorumlusudur. Afganistan’da istikrarın sağlanması gibi bahanelerle cihatçı terör örgütünü meşru gösterenler de suç ortağıdır. Ülkemizde de dinci gericiliği yükselten mevcut iktidarı Talibanı meşru gösteren açıklamalarla emperyalist suç ortaklığına devam etmektedir. Benzer zihniyetin ürünü olan bu açıklamalar Dünya’nın en büyük terör örgütü olan erkekliğin ittifakıdır. Bu yıkımın sorumlusu olan emperyalizmin ülkeye vadedebileceği hiçbir şey yoktur. Afganistan’daki Taliban terör örgütü yönetiminin devletler tarafından tanınması kabul edilemez. Afganistan’da Taliban rejimi altında can güvenliği olmadığını söyleyen kadınların çığlığı bütün Dünya’ya yayılıyor. Artık Afganistan’da kadınlar, çocuklar LGBTİ+lar, sanatçılar, bilim insanları, insan hakları savunucuları kısacası Taliban karşıtı olan hiç kimse için can güvenliği yok. Afganistanlı kadın hakları savunucusu Seraj Mahbuba, ‘Dünya’nın erk sahibi erkekleri bizim için büyük emek verdiğimiz bir şeyi yerle bir ettiler. Hepiniz iğrençsiniz’ diye sesleniyor. Taliban, yaptırımları uygulanmasının nedeni olarak ‘kadınların iffet ve haysiyetlerinin kutsal sayılabileceği güvenli bir ortam yaratmak’ olduğunu söylüyor. Kendi çağında ise sempati kazanmaya çalışıyor. İnandık mı, tabi ki hayır. Siyasal İslam’ın dindar toplum yaratma hedefinin olmazsa olmaz koşulu kadınların zapturapt altına alınmasıyla ilgili. Bugün Afganistan’da yaşananlar emperyalizme ve radikal İslamcılığa karşı mücadelenin nasıl birbirinden ayrılmaz olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Ve bizler laikliğin kadın hak ve özgürlükleri için vazgeçilmez olduğunun, kadın temel insan haklarına ulaşmasının koşullarının ancak ve ancak laiklikle garanti altına alınabileceğinin farkındayız. Özgürlüğümüzü ancak emperyalizme ve gericiliğe karşı laiklik ve eşitlik mücadelemizle kazanacağız. Taliban’ın Kabil’i devralmasıyla haklarına, hayatlarına sahip çıkmak için mücadele eden kadınların dayanışma çığlığı ülke sınırlarını aştı. Ölümü göze alarak hayatları ve özgürlükleri için direnen, Taliban’a karşı sokağa çıkıp eylem yapan Afganistanlı kadınların direnişi tarih yazıyor. Kadın dayanışmasının sınır tanımadığını gösteren İranlı kadınalar molla rejiminin baskılarına rağmen Afganistanlı kardeşleri için Taliban’a karşı sokağa çıkarak bir kez daha umudu yeşertiyor. Biliyoruz ki bu tesadüf değil. Çünkü biz kadınlar Dünya’nın neresinde hangi koşullar altında olursak olalım hayatlarımız için, haklarımız için direniyor.”
Hayatları için direnen Afganistanlı kadınların seslerine ses olmak için bugün sokakta olduklarını belirten grup açıkalamasında şu ifadeler yer aldı: "Bizler de Erbaa’dan Kabil’e kadın dayanışmasını büyütüyor, sesimizi Afganistanlı kız kardeşlerimizin sesine katıyoruz. Afganistan halkı yalnız değildir. Tüm kadınları uluslararası dayanışmaya, Afganistanlı kadınların çığlığına ortak olmaya çağırıyoruz. Afganistan kadın orkestrasının 8 Mart marşında söylediği gibi ‘Ellerimizi ve sesimizi birleştirirsek birlikte yürürsek hayatta kalacağız. Dayanışma ve kız kardeşlikle yeni bir Dünya, eşit bir dünya kuracağız.’ Adaletin hayat bulduğu eşitlikçi ve özgürlükçü, demokratik bir toplum olma yolunda, kararlı adımlarla yürüyen kadınlar olarak Dünya’nın neresinde olursa olsun kız kardeşlerimize de çocuklara da insanlık değerlerine de doğamıza da daime sahip çıkacak, tüm zalimlikler karşı dayanışma içinde olacağız. Seslerimizi birleştireceğiz. Afganistanlı kadınlarla beraber verilecek mücadelenin İstanbul Sözleşmesini yok sayanlara, etek boyuna laf edenlere, toplumsal cinsiyet eşitliğini reddeden kadın düşmanlarına karşı verilen mücadelenin bir parçası olduğunun farkındayız. Afgan kadınlarının yaşadıklarının aynasına ortak geleceğimize bakıyoruz. Haklarımıza, kazanımlarımıza, yaşamlarımıza, birbirimize sahip çıkıyoruz. Kadınların hayatlarına, varoluşlarına kastedenlere karşı burada ve tüm Dünya’daki kız kardeşlerimizle birlikte yürümeye, özgür ve korkusuz bir yaşamı kurana dek Dünya’yı yerinden oynatmaya eşit, laik ve özgür bir dünya için buradan olmaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz.”